Category Archives: Tanıtım
Öğretim Üye ve Yardımcıları
Uzman
- …..
Asistanlar
- Uz. Öğr. Dr. Elizaveta MELNİCOVA
- Uz. Öğr. Dr. Mehmet Onur GÖKALP
- Uz. Öğr. Dr. Ecem GÜRELER SİRKECİ
- Uz. Öğr.Dr. Dilay YERLİOĞLU AK
- Uz. Öğr.Dr. Sevgi KUZUGÜDENLİ
- Uz. Öğr. Dr. Ozgke IMPRAM
- Uz. Öğr. Dr. Mücahit ERGÜN
- Uz. Öğr. Dr. Hamit Doğuş TURGUT
- Uz. Öğr. Dr. Ömer MANGIR
- Uz. Öğr. Dr. Dzheylyan Erdzhan MEHMED EMİR
- Uz. Öğr. Dr. İmran Can ÖZDEMİR
- Uz. Öğr. Dr. Ayşe ÇAMGÖREN
- Uz. Öğr. Dr. Ahmet Alperen ÇEVİK
- Uz. Öğr. Dr. Şeyma Esra SEZER
Veneroloji Bilim Dalı
1994 yılında kurulan bilim dalımız deri hastalıkları konusunun ayrılmaz parçası olan “Zührevi Hastalıklar” alanında eğitim, araştırma çalışmaları gerçekleştirmekte, bir özel dal polikliniği ile halkımıza hizmet vermektedir. Veneroloji Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr.Algün POLAT EKİNCİ’dir.
Psoriasis Polikliniği
![]() |
![]() |
Bu özel dal polikliniğimizde gerek genel poliklinikten gönderilen, gerekse özel olarak başvuran hastalara yönelik olarak psoriasis (sedef) hastalığının tanı ve tedavisine yönelik işlemler yapılmaktadır.
Perşembe günleri hizmet veren polikliniğimizin sorumlusu Doç.Dr.Algün POLAT EKİNCİ’dir. Kliniğimiz asistanları üçer aylık rotasyonla halinde poliklinikte hizmet vermektedirler.
Polikliniğimizde sedef hastalığının her türünün tanı ve tedavisine yönelik tüm hizmetler verilmektedir. Gerekli görülen hastaların tedavisi yatırılarak da yapılabilmektedir.
Psoriasis (Sedef) Hakkında
Psoriasis (Sedef Hastalığı) Nedir?
Kırmızı üzeri sedefimsi kepeklenmelerle seyreden bir deri hastalığıdır. Kalıtımla ilişkili bağışıklık (immün) sistemindeki bozukluk sonucudur.
Alevlenme ve iyileşme dönemleri gösteren süreğen bir seyir özelliği vardır.
Kaşıntı ve yanma gibi yakınmalara yol açmaz, ancak hastanın psişik yapısı nedeni ile bazı rahatsızlıklar söz konusu olabilir.
Görülme Sıklığı
Dünyanın nüfusunun %1-2’sinde sedef hastalığı görülür. Özellikle kuzey Avrupa ülkelerinde sıktır. Eskimolar ve zencilerde de seyrektir. Kadın ve erkeklerde aynı sıklıkta ortaya çıkar.
Ne Zaman Başlar?
Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. En çok 16-22 yaşlarında başlar. 50’li yaşlardan sonra da başlama olağandır.
Sedef Hastalığı Neden Olur?
Nedeni tam bilinmiyor. Kalıtımsal olarak yatkınlığı olan kişilerde bazı enfeksiyonlar, fizik, kimyasal veya psişik travmalar, gebelik menopoz gibi hormonal dalgalanmalar, bazı ilaçlar hastalığın ortaya çıkışında tetikleyici olabilir.
Asıl olay hastalıklı bölgede derinin aşırı üremesidir. Bunun sonucu kepeklenme oluşur.
Belirtileri Nelerdir?
- En çok görülen diz, dirsek, saçlı deri, kuyruk sokumu gibi vücut bölgelerinde birkaç santimetre çapındaki kırmızı-kepekli döküntülerdir (Plakpsoriasis).
- Özellikle çocuklarda, boğaz enfeksiyonları sonrası boyutları bir santimetreden küçük olan yaygın döküntüler olabilir (guttat psoriasis).
- Çok az sağlam deri bölgesi bırakacak kadar yaygın olabilir (jeneralize psoriasis). Tüm vücut derisi kızarıp, kepeklenebilir (Eritrodermikpsoriasis).
- Bu tiplerin dışında sedefin püstüler psoriasis diye isimlendirilen cerahatli döküntülerle seyreden, alışılmışın dışında kıvrım bölgelerini (koltuk altı, meme altı, kasık gibi) tutan çeşitleri de vardır.
- Tüm vücut derisini veya sınırlı bölgelerde olabilen (avuç içi taban gibi) püstül dediğimiz küçük cerahatli lezyonlar şeklinde olabilir (püstüler psoriasis).
Tedavisi var mı? Tedavi ne sağlar?
Tedavi hastalığın belirtilerinin silinmesini sağlar, yinelemeleri önleyemez. Sedef hastalığının en önemli özelliği kişiden kişiye hatta aynı kişide bile değişebilen sürelerde yineleyebilmesidir. Tedaviye erken başlamış olma bu açıdan üstünlük sağlamaz. Tam aksine yanlış veya gereksiz tedaviler hastalığın direnç kazanmasına, hafif şekillerin ağır, yaygın sedef tiplerine dönüşmesine neden olabilir.
Tedaviye her zaman en basit ilaçlarla başlanmalıdır. Bu nedenle yaygın olmayan hastalıkta, bölge derisinin özelliğine göre seçilmiş losyon, krem veya merhemler uzman hekimlerin denetiminde kullanılmaktadır.
Dışarıdan uygulanan ilaçların yetersiz kaldığı ve/veya yaygın hastalık halinde ışık tedavileri (fototerapi) uygulanabilir.
Son zamanlarda hastalığın nedenine yönelik araştırmalarla belirlenen, bağışıklık sistemini ilgilendiren aksaklıklara yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Ekonomik yükü fazla olan tedaviler belirli durumlarda yakın takip koşuluyla kullanılmaktadır.
Sonuç olarak Sedef hastalığının değil sedef hastasının tedavisi söz konusudur. Aynı hasta için değişik zaman dilimlerinde farklı tedaviler kullanılabilir, hatta aynı anda birkaç tedavi yöntemi bir arada uygulanabilir.
Sedef Hastalığı nelere yol açabilir?
Belirli bölgeleri tutan sedef hastalığı görünüm dışında hiçbir organik rahatsızlığa neden olmaz. Ancak kişinin psişik yapısı ile uyumlu olacak şekilde rahatsızlık söz konusudur. Yaygın olduğunda (eritrodermik veya yaygın püstüler psoriasis) ateş, halsizlik hali ile beraber sıvı, elektrolit, protein kaybı söz konusudur. Bu durumda hastanede yatırılarak takip gerekebilir.
Sedefli hastaların %5-15’inde artrit (sedef romatizması) gelişebilir. Bu durumdaki hastaların tedavisi ve takibi dermatolog, romatolog iş birliği ile yürütülür. Konunun uzmanı olmayan hekimlerce uygulanan artrit tedavileri derideki sedef hastalığının yaygınlaşmasına ve tedavilere direnç kazanmasına neden olabilir.
Sedef hastalığının tek belirtisi kafa derisinde olabilir, bu durumda gözden kaçabilir. Saçları dökmez kişi saçındaki kepeklenmeden yakınır.
Sedef hastalığının seyri sırasında veya ilk belirti olarak tırnaklarda bozukluklar görülebilir. Noktasal çukurcuklar (yüksük tırnak) en çok görülen değişikliktir. Renk değişikliği kalınlaşmalar, dökülmeler olabilir.
Fototerapi nedir?
Güneş ışığının belirli dalga boyları ile yapılan tedavidir. En basit fototerapi yaz aylarında mümkün olan güneş banyolarıdır. Atak halinde olmayan sedef hastalığında Ultraviyole B’den zengin bu tür güneş banyoları yararlıdır. Olumsuz tarafı zaman içinde güneşin neden olduğu deri yaşlanması ve onun doğal sonuçlarıdır.
Bugün fototerapiler, dalga boyları belirlenmiş ışık yansıtan lambalar içeren cihazlarla gerçekleştiriliyor.
- Klasik ultraviyole B, fototerapisi
- Darbant ultraviyole B, fototerapisi
- PUVA diye kısaltılarak isimlendirilen psoralen ve ultraviyole A ile yapılan
Fotokemoterapi sedef hastaların da uygulanan yöntemlerdir. İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Fototerapi Ünitesinde hem bölgesel hem genel uygulama cihazları mevcuttur.
Ek olarak banyo PUVA diye isimlendirilen ağızdan psoralen alamayacak hastalar için geliştirilmiş yöntem de uygulanabilmektedir.
İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalında öğretim üyesi denetiminde psoriasis polikliniği yapılmaktadır. Burada her hasta ayrıntılı olarak incelenmekte düzenli olarak kontrollerini yaptırabilmektedir. Ayrıca sedef hastalığı ile ilgili gelişmeleri yakından izleyerek güncel tedavi olanağını bulmaktadır.
![]() |
![]() |
![]() |
Fototerapi Birimi
Kliniğimiz Fototerapi Biriminde çeşitli deri hastalıkların da gerek genel poliklinikten gönderilen, gerekse özel olarak başvuran hastalara yönelik olarak UV-A, UV-B ve kombine tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Ünitemiz hafta içi her gün hizmet vermektedir. PUVA tedavisi ya da Fototerapi; çeşitli dalga boylarında ultraviyole ışınları kullanılarak yapılan, özellikle psoriazis (sedef), mikozis fungoides başta olmak üzere çeşitli deri hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.
Hastalığın türü, şiddeti, vücuttaki yaygınlığı, dağılımı ve kontrendikasyonları gibi unsurlar değerlendirilerek fototerapinin nasıl uygulanacağına hekim tarafından karar verilir. Hekimin düzenlediği tedavi Programı deneyimli hemşirelerce uygulanır. Fototerapinin süresi de tedaviye bağlı olarak değişebilmektedir.
Kliniğimizde uygulanabilen fototerapi yöntemleri şunlardır;
- Fotokemoterapi (PUVA)
- Tüm vücut
- Bölgesel
- El-Ayak
- Saçlı deri
- Klasik UV-B
- Darband UV-B
- Tarak UV-A
- Banyo PUVA
Çeşitli sosyal güvenlik kuruluşları bu tedavinin bedelini ödemektedirler.
Servis Görevlileri
.
Ayşe HOCAOĞLU KALKAN
22.10.1975 Bulgaristan’da doğdu. Erzurum Atatürk Üniversitesinden mezun oldu. 1996 yılında İstanbul Tıp Fakültesinde başladı. 2007 yılından itibaren Anabilim Dalımızda Hemşire olarak çalışmaktadır.
Alerji Polikliniği
Alerji Özel Dal Polikliniğimizde alerjik deri hastalıklarının tanı ve tedavisine yönelik hizmetler verilmektedir.
Polikliniğimizde Salı günleri sabah 8.30-12.00 saatleri dışında her gün 08.30-16.00 saatleri arasında Prof. Dr. Esen ÖZKAYA denetiminde bu bölümümüzde görevli bir asistan doktor tarafından hizmet sunulmaktadır.
Genel dermatoloji polikliniğimize başvuran hastalarımızdan alerjik kökenli hastalığı olduğu düşünülenler (kontakt dermatit, atopik dermatit, kronik ürtiker, ilaç erüpsiyonları, vb.) alerji polikliniğine yönlendirilmektedir.
Alerjik kökenli hastalığı olduğunu düşünen hastaların öncelikle genel dermatoloji polikliniğimize başvurmaları gerekmektedir.
Alerji polikliniğine yönlendirilen hastalarımızın hastalıkları ile ilgili sorgulamaları yapılmakta, gerekli tetkikleri istenmekte ve her hasta için ayrı bir dosya açılmaktadır.
Muayenesi sonucunda alerji testi yapılmasına gerek görülen hastalar kliniğimiz Alerji Laboratuarına yönlendirilmektedir.
Hastalarımız, hastalıklarıyla ilgili gerekli bilgilendirme ve öneriler hasta ve yakınlarına verildikten ve eğer gerekli ise tedavisi düzenlendikten sonra, belirli aralıklarla kontrole çağrılmakta ve izlemeleri yapılmaktadır.
Alerjik deri hastalıklarının tanısı ve analizi için ayrıntılı anamnez ve çeşitli deri testleri gerekli olduğundan Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı bünyesinde Haziran 1996’da Alerji Polikliniği ve Alerji Poliklinik Laboratuvarı’ndan oluşan “Dermatoalerji Birimi” kurulmuş ve özel dal polikliniği ve laboratuvarı olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bu sayede hem alerjik kökenli deri hastalıklarını daha ayrıntılı olarak değerlendirme hem de çoğunlukla kronik olan ve uzun süre izlemeyi gerektiren bu dermatozları bir merkezden takip etme imkanı doğmuştur. Bu birim, geniş hasta ve test yelpazesiyle İstanbul ve Türkiye için bir referans merkezi konumundadır.
Alerji Özel Dal Polikliniğinin İşleyişi
- Alerji Özel Dal Polikliniği’nde kontakt ekzema, atopik ekzema, kronik ürtiker ve ilaç alerjileri ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir. Hastalar, ön planda Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Genel Polikliniği’nden, ayrıca İstanbul içi ve dışı pek çok hastaneden sevk edilmektedir.
- Hastalar polikliniğe ilk başvurduklarında yaklaşık yarım saat süren bir ön görüşme ve muayene yapılmakta, alerji poliklinik kartı açılmakta, her hastalık grubu için hazırlanmış olan özel anamnez formları doldurularak hangi testlerin gerekli olduğu belirlenmektedir.
- Sonraki aşamada hastalar Alerji Poliklinik Laboratuvarına alınmakta, doktorlar tarafından yapılması gerekli görülen deri testleri, deneyimli bir teknik asistan (uzman biolog) tarafından uygulanmaktadır.
- Testler sonuçlandığında hastalar, yeniden Alerji Polikliniği doktorları tarafından test sonuçlarının yorumu ve relevansı (klinikle uyumu) açısından değerlendirilmektedir. Gerekirse alerji bilgi kartı hazırlanmakta, tedavileri düzenlenmekte ve hastalar izlemeye alınmaktadır.
- Alerji Özel Dal Polikliniği’nin ayrı bir hasta dosyalama sistemi ve arşivi bulunmaktadır.
Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniği
İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı ve Veneroloji Bilim Dalının cinsel bölgeye yönelik yakınmalarla başvuran hastalarımızın ayrıntılı olarak değerlendirilip, bilgilendirilebileceği ayrı bir polikliniğimiz bulunmaktadır.
1994 yılında kurulan bilim dalımız deri hastalıkları konusunun ayrılmaz parçası olan “Zührevi Hastalıklar” alanında eğitim, araştırma çalışmaları gerçekleştirmekte, bir özel dal polikliniği ile halkımıza hizmet vermektedir.
Kliniğimiz genel polikliniğine cinsel bölgeye yönelik yakınmalarla başvuran hastalarımız, gerekli sorgulama ve muayeneleri yapıldıktan sonra; “CİBH (Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar=Zührevi Hastalık) Dosyası”nın çıkarılması ve daha ayrıntılı incelemelerinin yapılması amacıyla bölümden sorumlu asistan doktora yönlendirilir.
İlgili hekim tarafından yakınmaları doğrultusunda ayrıntılı (genital ve tüm vücut) dermatolojik muayenesi yapılan hastaya, özel bir dosya doldurularak, yineleyen benzer yakınmalarında veya kontrollerinde daha sağlıklı değerlendirilmesinin yapılması sağlanır.
Gerekli incelemeleri yaptırılan hastaya tanı konulduktan sonra;
- önce hastalığıyla ilgili ayrıntılı bilgi verilir,
- gereğinde cinsel eşi davet edilir,
- tedavisi düzenlenerek uygun bir süre izlenir ve değerlendirilir.
Bilim dalımız ve bu polikliniğimizde değerlendirilen, tedavi edilen ve izlenen “Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar” şunlardır:
- Frengi (Sifiliz)
- Genital Siğil (Condylomata accuminata)
- Genital Uçuk (Genital Herpes-Herpes genitalis)
- Kasık ve Vücut Mantarı (Tinea cruris)
- Kasık Biti ve Uyuz (Pedikülosis ve gale)
- Molluscum Contagiosum
- Genital akıntıya yol açabilecek hastalıklar: Bel soğukluğu (Gonore ve benzeri hastalıklar)
- Yumuşak Şankır (H. ducreyi)
- Lenfogranuloma venerum (C. Trachomatis)
- Granuloma inguinale (C. granulomatis)
Muayene sırasında ve sonrasında bu hastalıkların yol açabileceği deri lezyonlarından örnekler alınabilir. Bu örnekler
- kliniğimiz laboratuvarında değerlendirilebilen sürüntüler (smear) olabileceği gibi
- bu hastalıkları yapan etkenlerin oluşturduğu antijen ve antikorların araştırılması için alınan kan örnekleri (serolojik inceleme) ve
- lezyondan alınan parça (biyopsi) olabilir. Biyopsiler fakültemiz Patoloji Anabilim Dalına gönderilir ve ortalama bir hafta-10 gün arasında sonuçları alınır.
Bütün bu değerlendirmeler sonucunda varılan tanıya göre hastaya hastalığıyla ilgili bilgi verilir. Hastalığı aldığı ve vermiş olabileceği yerler söylenir, onların da muayene olmaları için hastaya gerekli yönlendirmelerde bulunulur.
Daha sonra hastaya konulan tanıya uygun tedavi önerilir. Tedavi yöntemleri şunlar olabilir:
Oral (Ağızdan) Kullanılan İlaçlarla Tedavi
Ağızdan verilen ve etkene göre değişen içerik ve biçimde genel olarak “antibiyotik ve antiviral” adı verilen ilaçların değişik doz ve sürelerle uygulanması,
Topikal (Yerel) Uygulanan İlaçlarla Tedavi
Değişik merhem, krem ve losyonlarla hastanın kendi kendine evinde uygulayabileceği tedaviler ve poliklinikte hekim tarafından seanslar halinde uygulanan sürme tedavileri,
Haraplayıcı (Destrüktif) Yöntemlerle Tedavi
Bu tedavi türünde de değişik yöntemler söz konusu olabilir.
Soğuk tedavisi (Kriyokoter): Genital siğiller vb bazı hastalıklarda seanslar halinde lezyonun sıvı azot yardımıyla dondurulmak yok edilmesine yönelik uygulamadır.
Elektrikle yakma tedavisi (Elektrokoterizasyon): Bu yöntemde düşük voltajlı ve ısı etkisi doğuran koter cihazıyla lezyonun yakılarak yok edilmesi sağlanmaktadır. Bu yöntemde bir miktar ağrı ve acı hissi oluştuğu için yerel anestezik maddelerle uyuşturma-hissizleştirme işlemi yapılabilmektedir.
Cerrahi çıkarma: Bazı büyük lezyonlar yine anestezi altında cerrahi yöntemlerle çıkarılabilmektedir. Deriye yönelik cerrahi uygulamalar, hastalığın cinsine ve lezyonun büyüklüğüne göre kliniğimizde veya genel cerrahi ile plastik cerrahi kliniklerine sevk edilerek gerçekleştirilmektedir.
Cinsel Eş (Partnerlerin) Muayene ve Değerlendirilmesi
Kliniğimizde cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklarda mutlaka cinsel eş veya eşlerin muayenesi ve değerlendirilmesi (bazen hastayla birlikte) yapılmaktadır. CİBH’ın önlenmesi ve kişinin tedavisinin tam olarak yapılması, tedaviden sonra hastalığın yinelemesinin önlenmesi bakımından bu gerekli, hatta zorunludur. Bazı durumlarda eşte hastalık belirtisi bulunmasa da eşlere tedavi uygulanabilmektedir.
Cinsel İlişki İle Geçen Mikroplar
- Her zaman hastalık yapmayabilirler. Ancak kişi bu mikrobu taşır ve ilişkide bulunduğu kişilere bulaştırabilir.
- Hastalık belirtisi olanların bir kısmında tedavi uygulanmasa bile, bir süre sonra belirtiler kendiliğinden kaybolabilir. Bu, hastalığın geçtiği (iyileştiği) anlamına gelmez. Tedavi uygulamamak geç dönemlerde daha ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Ayrıca bu süreçte de hastalığın başkalarına bulaşması olasılığı vardır.
- Yanlış ve eksik tedaviler de hastalığın belirtilerini baskılayarak hastalığın süreğenleşmesine neden olur.
Yukarıdaki nedenlerden ötürü, kuşkulu cinsel ilişki sonrası olası hastalıklara karşı daima uyanık bulunmak, bu tür ilişkiler sırasında da prezervatif gibi koruyucu önlemleri almak yerinde bir davranış olacaktır.
Nevüs (Ben) Polikliniği
Bu özel dal polikliniğimizde gerek genel poliklinikten yönlendirilen, gerekse doğrudan başvuran ve vücudunda nevüsü (ben) bulunan hastalara yönelik olarak tanı, tedavi ve özel bir görüntüleme sistemi (dermoskopi) ile izleme işlemleri yapılmaktadır.
Nevüsler (Benler) Hakkında Bilgi
Deriye rengini veren hücreler olan melanositler, bir renk maddesi olan melanin üreterek derinin renginin oluşumda önemli rol oynarlar. Derinin en üst tabakasının (Epidermis) tabanını döşeyen hücreler arasında her 5-10 hücreden birisi melanosittir.
Halk arasında ben diye bilinen nevüslerin hücreleri de melanositlerden farklılaştığı düşünülen ve melanin sentezleme yeteneğine sahip hücrelerdir. Her iki tip hücrenin ortak özelliği malign melanom (ben kanseri) gelişimin neden olabilmelidir, dolasıyla gerek insanların normal derisinden gerek önceden var olan benlerinden kanser gelişebilir.
Nevüslerin çoğu zararsızdır ve sıklıkla kahverengi veya siyah renkte olurlar. Bazıları deriden kabarık dururken, bazıları deri seviyesindedir. Çok değişken boyutlarda gözlenebilirler. Doğuştan olabildiği gibi sonradan da çıkabilirler. Görünüşlerine, renklerine, bulundukları yere veya kökenlerini aldıkları hücrelere göre farklı isimler alırlar. Önemli bölümü yaşam boyunca bir soruna neden olmazlar.
Deri ve Zührevi Hastalıklar uzmanları bu farklı tiplerdeki nevüsleri tanıma konusunda uzmanlaşmıştır.
Nevüs (ben) polikliniğimizde gerek genel poliklinikten yönlendirilen, gerekse doğrudan başvuran nevüsü (ben) bulunan hastalara yönelik muayene yapılır. Başlıca tanı koyma, hastaları bilgilendirme, çıkarılması gereken benler için cerrahi bölümlere yönlendirme ve riski olanları izleme işlemleri gerçekleştirilmektedir.
Melanom insanlarda sık görülen kanserler arasında yer alır ve deri hastalıklarına bağlı ölümlerin en önemli nedenidir. Öte yönden erken tanı konulduğunda şifa sağlanabilmektedir. Dolasıyla hangi benlerin riski olduğunun halk tarafında da bilinmesi hastaların erken aşamasa hekime başvurulmasının sağlanması ve riskli gruplarda ben muayenelerinin düzenli yapılması önemlidir. Nevüs polikliniği bu açıdan önemli bir işlev görmektedir.
Mikozis Fungoides Polikliniği
Bu özel dal polikliniğimizde gerek genel poliklinikten yönlendirilen gerekse doğrudan olarak başvuran hastalara yönelik olarak, Mikozis Fungoides ve benzeri hastalıkların tanı ve tedavisine yönelik işlemler yapılmaktadır.
Mikozis Fungoides
Mikozis fungoides bir deri lenfoması olup Deri ve Zührevi Hastalıkları uzmanları tarafından tedavi edilir. Kronik seyirli bir hastalıktır ve hastaların önemli bir bölümünde ciddi sorunlara neden olmaz ve hastadan hastaya şiddeti değişmektedir. Erken dönemde deride ince kepekli, kırmızımsı iyi sınırlı ince lezyonlarla başlar. Hastadan hastaya şiddeti değişmektedir.
Bir lenfoma tipi olmakla birlikte erken dönemde görünümü ve seyri sedef hastalığı gibi başka deri hastalıklarına benzer. Zaman içinde döküntüler kalınlaşabilir ve hastaların az bir bölümünde tümörler oluşabilir. İç organları etkilemesi çok nadir bir durumdur. Tanı konulabilmesi için çok sayıda biyopsi yapılması gerekebilir. Dolasıyla hastaların basit bir işlem olan deri biyopsisinden kaçınmaması önemlidir. Tedavisi hastalığın şiddetine göre belirlenmekte olup, lokal kremler, ışık tedavisi (PUVA-UVB) veya sistemik ilaçlar hastalığın evresine göre seçilebilir. Döküntüler tedavi ile geriler fakat nüks riski vardır. Mikozis Fungoiden sık bir hastalık olmamakla birlikte hastalar genellikle belirli merkezlerde izlenmektedir. Kliniğimiz de bulunan Mikozis Fungoides polikliniği de bu açıdan önemli bir işlev taşımaktadır.
Genel Poliklinik
Hasta Takip ve Süreci
Genel polikliniğimizden tüm halkımıza hizmet verilmektedir. Genel Polikliniğimiz hafta içi her gün saat 08.30-12.00 ve 13.30-16.30 arasında hizmet vermektedir.
Polikliniğimizde muayene olabilmek için “Sesli Yanıt Sisteminden” randevu alınması gerekmektedir.
Sistemin PBX Telefon Numarası: +90 (212) 414 24 24/10’dur.
Sistemden randevu alırken TC kimlik numaranız sorulmaktadır. Aramadan önce numaranızı kaydediniz.
Sesli Yanıt Sistemi Nasıl Çalışıyor?
Genel Polikliniğimiz: Genel polikliniğimizde hasta muayenesi haftanın her günü muayene yapılmaktadır. Genel polikliniğimizde aynı anda 4 muayene odası bulunmaktadır. Bu muayene odalarının her birinde her gün sabah 24, öğleden sonra 15 hastaya bakılmaktadır. Genel polikliniğimizde günlük toplam bakılan hasta sayısı 156′dir. Dolayısıyla sistemimiz genel poliklinik için günde 132 randevu vermektedir.”
Genel Polikliniklerimizde her 9 dakikada bir hasta muayene edilmektedir.
Özel Hastalık Polikliniklerimiz: Behçet Hastalığı, Psoriyazis (Sedef hastalığı), Büllü Hastalıklar, Mikozis Fungoides, Nevus Kozmetoloji ve Alerjik Hastalıklar adı altında cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar hizmet veren “Özel hastalık polikliniklerimiz” mevcuttur.
Genel polikliniğimizde muayene edilen ve “özel polikliniklerimize” yönlendirilerek hastalar sistemden randevu alarak bu polikliniklerde muayene olmaktadırlar. “Özel hastalık polikliniklerimiz” de yalnız “genel poliklinikten sevk edilen hastalarla, daha önce bu polikliniklerde muayene olmuş ve tedavi ve izlemelerini sürdüren hastalarımız yararlanmaktadır.
Özel polikliniklerimizin çalışma günleri; Alerjik Hastalıklar Polikliniği randevu sistemi ile ve her gün hizmet vermektedir.
Alerji konusunda çalışan “özel polikliniğimiz” ise, önceden randevu alınmak kaydıyla her gün hizmet vermektedir. Alerji polikliniğimizde 23 dk’da bir hastaya randevu verilmektedir.
Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniği; Genel Poliklinik içinde hizmet vermektedir.
Behçet Hastalığı Polikliniği; Klinik içinde verilen randevu sistemi ile Çarşamba günleri çalışır ve hastane randevu sisteminden randevu verilmemektedir. Başka birimlerde, dış merkezlerde “Behçet Hastalığı” tanısı almış hastalar, Genel poliklinikten randevu alarak muayene olabilirler.
Büllü Hastalıklar Polikliniği Salı günleri çalışır. Bu poliklinikte; genel polikliniğimizde tetkik edilerek tanı almış hastalar ve dış merkezde tanı alıp bizim tarafımızdan takip edilerek istenen hastalara bakılır. Hastane randevu sistemi içinde bu hastalara 20 dakikada bir randevu verilmektedir.
Psöriazis (Sedef Hastalığı) Polikliniği Perşembe günleri çalışır. Bu poliklinikte; genel polikliniğimizde tetkik edilerek tanı almış hastalar ve dış merkezde tanı alıp bizim tarafımızdan takip edilerek istenen hastalara bakılır. Hastane randevu sistemi içinde bu hastalara 20 dakikada bir randevu verilmektedir.
Mikozis Fungoides Polikliniği Çarşamba günü 08.30-12.30 arasında çalışır. 20 dakikada bir randevu verilmektedir.
Nasıl Arayacaksınız?
Randevu almak üzere telefonu aradığınızda; 0212 414 24 24/10
- Genel poliklinik için “1″
- Özel dal poliklinikler için “2″yi tuşlamanız gerekmektedir.
Özel Polikliniklerimizin Sesli Yanıt Sistemindeki “Tuş Kod”ları şöyledir:
- Büllü Hastalıklar: “1″
- Mikozis Fungoides: “2″
- Psoriyazis: “3″
- Nevus: “4″
- Behçet hastalığı: “5″ veya “istanbultip.istanbul.edu.tr” linkinden randevu alınabilir.
Sesli Yanıt Sisteminin size verdiği randevu saatinden en az yarım saat önce polikliniğimizde olmalı ve kaydınızı yaptırmalısınız.
Poliklinik Hekimleri
Üç aylık dönüşümlerle beş uzmanlık öğrencisi sorumlu öğretim üyesinin denetiminde günde 132 poliklinik hastasına hizmet vermektedir.
Poliklinik Görevlileri ve Çalışma Tarzı
Sabah 08.00′den itibaren kayıt odasına başvuran hastalar, kayıt memurları tarafından poliklinik muayene kartları hazırlanarak polikliniğe yönlendirilirler, orada poliklinik görevlisi tarafından muayene edilecekleri oda tarafına alınırlar. Polikliniğimizde tüm sosyal güvenlik kurumları üyeleri gerekli sevk evrakları bulunduğu takdirde yararlanabilmektedir. Personel güvencesi polikliniklerimizde sosyal güvencesi olmayanlar, yurt dışından gelenler, yabancı uyruklular (Pasaportu ile) muayene olabilmektedirler.
Anabilim dalımızda gündüz mesai saatleri içinde acil hastalanan poliklinikte bakılmaktadır. Mesai saatleri dışında ise acil hasta polikliniği yapılmamaktadır.
Dermatolojik rahatsızlığı olan acil hastalar, hastanemiz Acil Dahiliye Polikliniğe müracaat etmekte, acildeki hekimlerin konsültasyon isteğine bakılmaktadır.
Görevliler
Ayşegül TOKUŞ
1982 yılında İstanbul’da doğdu. Bağcılar Ticaret Meslek Lisesi’ni 1999′da tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümünde Ön lisans eğitimini tamamladı. 4 yıl özel şirketlerde çalışmayı takiben 2005 tarihinden itibaren Fakültemizde kayıt memuru olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk annesidir.
.
Aydın BOR
1971 yılında Bingöl’de doğdu. Bingöl İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde çalışmaya başladı. 2009’dan itibaren Anabilim Dalımızda Kayıt memuru olarak çalışmaktadır.
.
1989 yılında Bulgaristan’da doğdu. 2003 yılında Avcılar lisesinden mezun oldu. 2007 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümünden mezun oldu. 2009 yılından itibaren Anabilim Dalımızda kayıt memuru olarak çalışmaktadır.
.