Behçet Hastalığı
Behçet Hastalığı dünya tıp literatüründe 1937’de Türk dermatolog ve aynı zamanda kliniğimizin kurucusu olan Ord. Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanan ve onun ismi ile anılan ilk ve tek hastalık
Tanımlandığı dönemde klasik triadı, oral aft, genital ülser ve iridosiklit iken bugün tüm organ ve doku sistemlerini tutan otoimmun/otoinflamatuar bir hastalık
![]() |
![]() |
![]() |
Behçet Hastalığı, İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim dalının kurucusu olan Hocamız Ord. Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından 1939 yılında tanımlanmış ve Dünya’ya duyurulmuş, bir Türk hekiminin, Hocamızın ismi ile anılan bir hastalıktır. Behçet Hastalığı, ağız içi ve cinsel bölgede yaralar, deri belirtileri, göz tutulumu, orta ve büyük eklemler de ağrılı şişlik, damarlar başta olmak üzere vücuttaki tüm organ ve dokuları tutabilen, nedeni henüz belli olmayan, sistemik bir hastalıktır.
Behçet Hastalığının Nedenleri
Behçet hastalığının henüz belirlenmiş bir nedeni yoktur. Ancak hastalığı tetikleyen çevresel etkenlerin (infeksiyöz ajanlar, bakteri veya virüsler) yanı sıra genetik yatkınlık üzerinde durulmaktadır. Ailesel geçiş henüz tam bilinememektedir. Nadiren ailenin diğer fertlerinde de görülebilmektedir.
Behçet Hastalığının Belirtileri
- Ağız yaraları (Oral Aft)
Ağız yaraları, hastaların hemen hemen hepsinde vardır. Hastalığın diğer belirtileri ortaya çıkmadan yıllarca önce tek başına görülebilir. Yaralar; yanak içi, dil, dudaklar, yumuşak damak veya ağız içinin her yerinde ortaya çıkabilir. Tek veya çok sayıda olabilir. Yaraların ortası kirli beyaz/sarı, etrafı kızarık ve ağrılıdır. Genellikle 7 ile 14 gün içinde iyileşir. Tekrarlayıcı özelliği vardır ve tekrarlama sıklığı ise hastadan hastaya, hastanın tedavi almasına bağlı olarak değişir.
- Cinsel Bölge Yaraları (Genital Ülser)
Hem kadın hem erkek genital organlarında, aynı ağızdaki yaralara benzeyen ülser şeklinde ortaya çıkar. Behçet hastalarında ağız yaralarından sonra en sık görülen ve hastayı doktora götüren belirtidir.
Genellikle iyileştikten sonra yara yerinde iz kalır.
- Çeşitli Deri Belirtileri
Behçet hastalığında deriye ait belirtiler, hastalığın başlangıcında veya seyri sırasında sık görülür.
Genelde bacakların ön yüzünde kırmızı, üzerine basmakla ağrılı, düğme veya nohut gibi sertlikler (eritema noduzum benzeri lezyonlar) görülür. Bunlar nadiren de gövde kollar, yüz bölgesinde düzensiz ve dağınık olarak yerleşirler. Genişlikleri 0,5-5 santimetre arasındadır. Bu döküntüler 10-15 gün içinde, uç vermeden koyu renkli çöküklük bırakan bir leke halinde iyileşirler. Behçet Hastalarında sivilcelerden sonra ikinci sıklıkta görülen belirtilerdir. Sivilce benzeri belirtiler;
(Papülopüstüller-Psödofolikülit benzeri döküntü): Mikropsuz, cerahatli, uç veren kabarcıklardır. Görünüm açısından ergenlik sivilcesinden farklı değildir. Tek başına bir anlam ifade etmez. Bu nedenle hastalığın diğer belirtileri ile birlikte değerlendirmek gerekir. Sırt, yüz, göğüs, kasıklar, kalçalar, cinsel bölge, kol ve bacaklarda ortaya çıkabilir.
Genital bölge dışı yaralar (ülserler): Vücudun genellikle koltuk altı, meme altı, meme çevresi, ayak parmak aralarında ortaya çıkan, ağız içindeki aftlara benzeyen yaralar (Extra genital ülser) görülebilir. Bunlar Behçet Hastalığının diğer deri belirtilerine göre daha az sayıda görülür.
Paterji Testi (Derinin Özgün Olmayan Reaksiyonu): Derinin aşırı duyarlılığını ortaya koyan bir testtir. Paterji testi, hastanın önkol derisine steril bir iğne batırılarak yapılır. Test yapılan deri bölgesinde ortaya çıkan reaksiyon 24 saatte belirginleşip 48 saatte maksimum seviyeye ulaşır. Önce kırmızı 1-2 milimetrelik bir kabarıklık iken steril cerahatli sivilce haline dönebilir. Paterji testinin pozitif olması Behçet hastalarında tanı kriteri olarak kabul edilir. İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalığı Behçet Polikliniğinde takip edilen hastaların paterji pozitifliği oranı; ilk tanı sırasında %61,3 dür.
- Göz ile İlgili Belirtiler (episklerit, konjonktivit, ön uveit, arka uveit, panuveit… vb.)
Göz tutulumunun sıklığı ve şiddeti değişkenlik gösterse de, genelde bizim hasta grubumuzda %33 oranındadır. Göz tutulması; genç erkeklerde daha sık, kadınlarda ve yaşlılarda daha seyrek ve hafiftir. Hastaların başlıca şikayeti görmenin azalması, göz çevresinde ağrı, kanlanma, gözün ışıktan rahatsız olması, puslanma, perdelenme ve siyah nokta uçuşmalarıdır.
- Eklem Belirtileri (Artrit, artralji, fibromiyalji, sakroileit… vb.)
Behçet hastalarında sıklıkla orta ve büyük eklemler; diz, ayak bileği, el bileği ve dirsek tutulur. Ayrıca el ve ayak eklemlerinde, parmak ve kalça eklemlerinde Behçet Hastalığına bağlı belirtiler olabilir. Eklem tutulması, eklem ağrısı ve eklem şişmesi şeklinde ortaya çıkar. Eklemde hareket kısıtlılığı görülürken, kızarıklığa pek rastlanmaz. Eklem tutulumu şekil bozukluğu yapmaz ve genellikle 1-2 hafta içinde kendiliğinden iyileşir.
- Damar Belirtileri (Yüzeyel tromboflebit, derin ven trombozu, arteriyel anevrizma… vb.)
Behçet hastalığında hem atardamarlar (arter) hem de toplardamarlar (ven) hastalanabilir. Ülkemizde toplardamar tutulması (tromboflebit) daha fazla iken atardamar tutulması çok nadirdir. Yüzeyel toplardamar tutulması bacakların iç yüzünde, ip gibi uzayan veya yuvarlak şişlik, kızarıklık, ağrı şeklinde kendini gösterir ve en sık görülen damar tutulmasıdır. İkinci sıklıkta derin ven trombozu (DVT) orta ve büyük venlerde ortaya çıkar. En çok bacaklarda görülür, şiddeti ağrı, yürüme zorluğu, bacaklarda şişlik biçiminde ortaya çıkar.
- Sinir Sistemi Belirtileri
Sinir sistemi tutulumu çok nadir görülür. Hastalarda devamlı baş ağrısı, ara-ara ortaya çıkan çift görme, kol veya bacaklarda uyuşukluk, kuvvetsizlik, denge bozukluğu, yürüme zorluğu, konuşma bozukluğu, unutkanlık, kişilik bozukluğu, sinirlilik, hırçınlık gibi belirtiler olabilir.
- Mide-Barsak Belirtileri
Hastalarda çok ender olarak karın ağrısı, ishal, kabızlık, iştahsızlık, bulantı, görülebilir.
- Akciğer Belirtileri
Ülkemizdeki hastalarda oldukça nadir görülür. Sürekli öksürük, göğüs ağrısı, pembe renkli veya kanlı balgam çıkarılması şikayeti ile ortaya çıkabilir.
- Üreme Sistemi
Üreme sistemini etkilemez. Hastalık genellikle gebelikte remisyona girer, yani aktivitesini kaybeder. Behçet Hastalığı seksüel yaşamı etkilemez Erkek hastalarda üreme kanalı ve torbalarda şişliğe yol açabilir.
- İşitme Denge Sistemi
Nadirdir. Genellikle nörosensorial işitme kaybı tipinde ortaya çıkar.
- Üriner Sistem
Görülme sıklığı çok nadirdir. Bel ağrısı, kanlı idrar şikayeti olabilir.
- Dolaşım Sistemi/Kalp
Çok nadir görülür.
- Juvenil Behçet
Hastalarımız arasında küçük (Çocukluk yaşta, 16 yaş ve altındaki hastalar) yaşta Behçet Hastalığı görülmektedir.
- Ailesel Behçet
Behçet Hastalarımızdan 1. derece aile fertleri, ikinci ve uzak akrabalarında hastalık görülebilir.
- İleri Yaş Behçet Hastalığı
Behçet Hastalığı 42 yaşından sonra başlayabilir veya 42 yaşından önce bazı belirtileri ortaya çıkıp 42 yaşından sonra tüm belirtileri görülerek hastalık yerleşebilir.
Behçet Hastalığının Teşhisi
Hastalık tanısı klinik belirtilerle konulur. Hastalığın tanısına özgü bir laboratuar testi yoktur. Behçet hastalığında belirtilerin tümünün aynı anda ortaya çıkması şart değildir. Bazı belirtiler hastalığın ilk yıllarında yok iken daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilir. Behçet Hastalığı bulgularından en az ikisinin varlığı halinde, hastalığı düşündürmelidir. Behçet hastalığı tanısı konarken ağız yaralarının olması varlığı aranır. Ağız yaraları (oral aft) ile birlikte cinsel bölge yaraları, göz bulguları, deride kırmızı sertlikler, sivilceler, pozitif paterji testinin varlığı damar iltihabı gibi bulgulardan üç tanesinin bulunması hastalık teşhisi için yeterlidir.
Behçet Hastalığının Seyri
Behçet hastalığı, hastaların çoğunda selim/iyi bir seyir gösterir. Hastalığın genel karakteri; alevlenme ve düzelmelerle seyreder. Zaman içinde belirtilerinin hafiflediği veya kaybolduğu dönemler gösterir. Hastalığın erken yaşta başlaması, göz-damar ve sinir (nörolojik) tutulumun olması, yaşam kalitesini düşürür. Behçet Hastalığı tanısından sonraki ikinci önemli iş, hastanın takibidir. Organ tutulumu olup, takip edilmeyen hastalarda yaşam kalitesi düşer. Diğer sakatlık ve ölüm oranı (özellikle nörolojik ve damar tutulumunda) artabilir. Ayrıca hastalarda; sistemik veya lokal enfeksiyonların varlığı, yorgunluk/stres halleri, lokal/genel cerrahi müdahaleler, ağız mukozası/diş/diş eti hastalıkları ve ağız içi müdahaleleri, kadın hastalarda adet dönemi öncesinde ve diğer sistemik hastalıkların varlığında Behçet Hastalığı hastalık aktivasyon gösterebilir.
Behçet Hastalığının Tedavisi
Tedavi hastanın klinik belirtilerine göre lokal (haricen) ve sistemik olmak üzere iki kısımdan oluşur. Lokal tedavi; deri belirtileri, ağız içi ve cinsel bölge belirtileri, göz tutulumu ve yüzeyel tromboflebitte uygulanır. Sistemik tedavi ise tutulan organdaki belirti ve muayene bulgulara göre ağız yolu, damar veya kalçadan enjeksiyonla yapılır.